Rotterdam Erasmus Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, kablosuz ivmeölçer kullanarak öteki iştirakçilerle teğe bir görüşmeler yapan yaklaşık 50 üniversite öğrencisinden oluşan kümenin baş, göğüs ve bilek hareketlerini kaydetti.

Konuşmalardan evvel öğrencilerden 5 dakika içinde tahta bir bulmacayı çözmeleri istenmişti. Fakat öğrencilere vazifenin verilen vakit zarfında tamamlanamayacak kadar karmaşık olduğu söylenmedi.

Tabip Öğretim Üyesi Sophie van der Zee, öğrencilerin bulabilmesi için odaya bulmaca tahlilleri yerleştirerek onları misyon esnasında hile yapmaya teşvik etti. Daha sonra, başını belaya sokmak istemediğini argüman ederek yanıtları “yanlışlıkla” ortalıkta bıraktığını denetmene söylememelerini istedi.

Akabinde araştırmacılar, kaydedilen bu öğrencilerden öbür bir öğrenciye bulmacayı nasıl çözdüklerini anlatmalarını istedi. Van der Zee’nin rica ettiği halde yapmaları öbür öğrenciye palavra söylemeyi gerektiriyordu.

Van der Zee’nin grubu, bir öğrenci palavra söylerken hareketlerinin konuştuğu kişinin hareketlerini yansıtma eğiliminde olduğunu keşfetti. Şayet gerçeği söylüyorlarsa, hareketleri farklı olma eğilimindeydi.

‘DOĞRU SÖYLEYENLERİ TAKLİT EDİYORLAR’

Independent Türkçe’nin aktardığına nazaran Van der Zee, New Scientist’e verdiği demeçte şunları söyledi:

“Yalancılar ekseriyetle davranışlarını doğruyu söyleyenlerinkine benzetiyor ancak bu taklitçi davranış manipüle etmeye bile çalışmayacakları bir şey zira farkında değiller. Bu da, palavrası tespit etmek için değişik bir işaret olabilir.”

Araştırmacıya nazaran iştirakçilerin beden hareketlerini taklit etme nedeni “bilişsel çok yük” esnasında palavra söylemenin çok fazla dikkat gerektirmesi ve taklit etmenin beyni daha az yorması olabilir.

Grup, palavra söyleyen öğrencilerin karşısındakinin hareketlerini farkında olmadan tekrar ettiği sonucuna vardı.

Çalışmanın muharrirleri, “Bilgi almak için direkt sorulduğunda görüşmeciler de dahil hiçbir iştirakçimiz, kasıtlı olarak taklit etmekten bahsetmedi ki bu da bu türlü bir senaryoda sözel olmayan uyumun bilinçsiz, otomatik yanlarının altını çizdi” diye yazdı.

Cumhuriyet