Dünyaca ünlü Kozak Yaylası’nda bir taş ocağına daha ruhsat verildi. Göltaş Madencilik Şirketi’nin faaliyet alanını 14 hektardan 110 hektara çıkarma başvurusunu iki bakanlık onayladı. ÇED raporunda 8 bin 822 fıstık çamının kesileceği bilgisi yer aldı. Birebir coğrafyada bir diğer taş ocağına da 240 hektar alanda faaliyet müsaadesi verilmişti. Türkiye fıstık çamı üretiminin yüzde 80’ini karşılayan yöre halkı ve ekolojik yıkımı önlemek için çabalayan Bergamalı çevreciler duruma isyan etti.

Ajans Bakırçay’da yer alan habere nazaran, Bergama Etraf Platformu öncülüğünde verilen itiraz dilekçeleri Bergama’da ikametgâh eden vatandaşlar tarafından Kaymakamlığa teslim edildi. Yapılan basın açıklamasına ise Bergama Demokrasi Platformu, Veli-Der, Sarı Denizaltı, Faal Bisikletçiler, Eğitim-Sen, Tüm-Bel-Sen, Dikili Kültür ve Etraf Platformu (DİKÇEP) ve Bergama CHP üyeleri dayanak verdi.

“BAKANLIKLARI MADENCİLERİN DEĞİL, HALKIN YANINDA OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Basın açıklamasında konuşan Bergama Etraf Platformu periyot sözcüsü Erol Pürüz; “Bugün burada Kozak’ta 8822 fıstık çamının kesilmesine müsaade veren Etraf Bakanlığı’na itiraz ediyoruz. Etraf Bakanlığı’nı madencilerin yanında değil tabiatın ve halkın yanında yer almaya davet ediyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı’nı da 1.derece tarım yeri olan fıstık çamlarına sahip çıktığını görmek istiyoruz. Kozaklılar, Bergamalılar, Ayvalıklılar Kozak Yaylası için elini taşın altına koymalıdır. Hangi siyasi anlayışta olursak olalım gün Kozak için birleşme günüdür. Kozak’ta her türlü madencilik faaliyeti için yeni kapasite artışlarına müsaade verilmemeli Kozak bir an evvel ‘Fıstık Çamı Tabiat Parkı’ ilan edilmelidir. Kozak’ta madenciliğin vermiş tahribat tahammül hudutları aşmıştır. Pandeminin insanlığa açmış olduğu yaraların sarılmaya çalışıldığı bu günlerde buna neden olan her türlü madencilik faaliyetleri askıya alınmalıdır” dedi.

“BU SİYASET ÜSTÜ BİR İTİRAZDIR”

Cumhuriyet Halk Partisi Bergama İlçe Lideri Mehmet Ecevit Canbaz ise, “Varoluş kaynağımız olan bu kozmosta tabiatımızı, etrafımızı, bitki örtüsünü ve tüm canlıları korumak hepimizin misyonu. Milletlerarası tüm kontratlarda doğayı ve insanı tehdit eden hiçbir yatırım kabul edilemez. Oksijen depomuz olan Kozak Bölgesi’nde yaşanacak olan ağaç kesitlerine, tabiatın tahrip edilmesine mutlaka karşıyız. Bu siyaset üstü bir itirazdır. Bu çerçevede itiraz dilekçelerimizi verdik. Geleceğimiz olan çocuklarımız ismine bu çabayı haklı türel alanda da vereceğiz” dedi.

“İTİRAZLAR ADETA YOK SAYILMIŞ”

İtiraz dilekçesinde ise şu tabirlere yer verildi; “Öncelikle belirtmek gerekir ki; projenin geldiği nokta itibariyle ÇED sürecinde projeye yönelik yapılan itirazlar dikkate alınmamış adeta yok sayılmıştır.2018 yılında duyurusu yapılan projeye karşı vatandaşın pozisyonunda ne formda olduğu o tarihte gerek Bergama Belediyesi tarafından gerekse yöre halkınca kelamlı ve yazılı olarak Müdürlüğünüze iletilmiştir. Fakat tüm bu itirazlar karşın duyurusu yapılan ÇED Sonuncu kararı esasen süreç içinde yöre halkının itirazlarının görmezden gelindiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu prestijle işbu itiraz dilekçesinde yer alan itirazlar da evvelce Müdürlüğünüze iletilmiş itirazlarımızın tekrarından ibaret olacaktır”

“Koronavirüs pandemisinin tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de tesirini önemli biçimde devam ettirdiği, insanoğlunun ömür biçimini gözle görülür biçimde değiştirdiği bir ortamda madencilik faaliyetlerinin tesirleri içinde bulunduğumuz durumla neden-sonuç bağlantısı üzerinden gerçek manada ele alınmalıdır. Virüs yayılımının insanoğlunun doğal yaşama gereğinden fazla müdahalesinden kaynaklandığı artık emniyetli tüm bilimsel yayınlarda doğrulanmış bir gerçekliktir. Hal böyleyken ve insanoğlunun varlığını tehdit eden böylesi bir salgınla gayretin yürütüldüğü bir ortamda hala bu gerçeklikten habersizmiş üzere davranmak kamu yönetimi için kıymetli bir zafiyettir. Her ne kadar kamu yönetimi bu gerçekliği görmezden gelse de insanoğlu içinde bulunduğu durum itibariyle artık bir tercih ortaya koymak mecburiyetindedir. Bu tercih, ekolojik istikrarın gerçek manada gözetildiği bir hayat biçim geliştirmek veya tıpkı umursamaz hali sürdürerek insanoğlunun sonunu getirmek ortasında olup tehlike bu kadar önemli ve yakındır”

Cumhuriyet