Jeoloji Mühendisleri Odası Burdur Şubesi İdare Heyeti Lider Yardımcısı yüksek jeoloji mühendisi Servet Cevni, bölgedeki göllerde kuruma ve çekilmenin devam ettiğini söyledi. Cevni, “Göllerimiz kuruyor. Göller Bölgesi tehlike altında. Bu durumun birçok sebebi olmakla birlikte bu sebeplerden birçoğu insan kökenlidir. Yani insan eliyle direkt yer altı ve yer üstü sularımıza ziyan verilerek oluşmaktadır. Çabucak herkes bu durumdan rahatsız herkes bu bahisle ilgili hassasiyetini lisana getirmektedir, ama tahlile yönelik rastgele bir adım bildiğimiz kadarıyla atılmamıştır” dedi.

BİRÇOK SEBEP VAR

Göllerin kurumasını tek bir olaya bağlanamayacağını, bunun birçok sebebi olduğunu aktaran Servet Cevni, “Bunların başlıcaları, göllerimizi besleyen akarsu ve yer altı suyu kaynaklarının rejimine olumsuz insan müdahalesi, ziraî sulamada teknolojik gelişmelerin kullanılmaması, su sarfiyatının çok yüksek olması, havzada kaçak sondaj kuyuları vasıtasıyla kaçak su kullanımları ve global iklim değişiklikleri. Bahsettiğimiz sorunlar kişi bazında çözülebilecek meseleler değildir. Önemli manada komiteler kurulup uzman kurullarca araştırılması gerekmektedir” diye konuştu.

“SU HAYATTIR”

Göllerin kuruması sonucunda göl tabanında biriken organik ve inorganik unsurlar içeren birçok bileşenin rüzgarlarla taşınarak en yakın yerleşim yerlerindeki hava kaidelerini olumsuz halde değiştireceğine vurgu yapan Servet Cevni, şöyle devam etti:

“Göllerimizin kuruması bölgemizin ömür kalitesini epeyce makûs etkileyecek bir durumdur. Tabiatta her şey birbirine bağlı dişliler üzere çalışır bu yüzden tek dişlideki sorun genel bir rahatsızlık oluşturur. Bu bağlamda hususlara bakış açımızı tazelersek yolunda gitmeyen birçok şey olduğunu tümünün birbiriyle kontaklı olduğunu görebiliriz. Mevcut su havzalarımızda önemli sorunların olduğu yadsınamaz bir gerçek. Su hayattır, havzalarımızı iyi koruyamamak geleceğimizi münasebetiyle hayatımızı koruyamamak demektir. Tatlı su havzaları direkt bir var oluş gayreti olarak ciddiyetle ele alınmalı birincil dereceden can güvenliğimizi tehdit ettiği gözden kaçmamalıdır. Su olmadan bir insan ortalama 3 gün yaşayabilmektedir.”

“BİRİNCİL ÖNCELİĞİMİZ BURDUR VE SALDA GÖLÜ’DÜR”

Kimyasal olarak sınıfta kalan havza suyunun tüketildiğini, çabucak tüm kaynaklar ve göllerin tehlike altında olduğunun açıkça görüldüğünü aktaran Jeoloji Mühendisleri Odası Burdur Şubesi İdare Şurası Lider Yardımcısı yüksek jeoloji mühendisi Servet Cevni, şöyle konuştu:

“Mevcut su kütlelerimizi artırmamız için uygun bir çalışma yapılıp göllerimize yakın alanlardaki kış aylarında boşa akan sularımızın cazibeli yahut terfi çizgileri vasıtasıyla göllere ulaştırılması konusunda çalışma yapılabilir. Birincil önceliğimiz en çok insan hayatını etkilediği için Burdur Gölü ve Salda Gölü’dür. Birisi turizm açısından birisi de Burdur için çok değerlidir. Doğal ki bütün göllerimiz çok değerli fakat önceliğimizin Burdur ve Salda gölleri olarak bir hareket planı ortaya koyulması, yetkili ve uzman bireylerce bu hususun araştırılması gerekiyor. Bu gölleri bir halde tekrardan tabiata kazandırmamız, tahribatını engellememiz, küçük de olsa bir geri dönüşü sağlamamız gerekiyor.”

“BÖLGEMİZ YAKIN VAKİTTE ÇÖLLER BÖLGESİ OLARAK ANILACAK”

Burdur bölgesinin Göller Bölgesi olarak bilindiğini anlatan Servet Cevni, “Maalesef bu kuraklık, yer altı ve yer üstü sularımızın korunmaması sonucunda göllerimiz gitgide çekilmekte, öngörülemez halde süratle kurumakta. Buna müdahale edemezsek Göller Bölgesi olarak anılan bölgemiz yakın vakitte çöller bölgesi olarak anılacak. Göller Bölgemiz, çöller bölgesi olmasın. Buradan açık bir davet yapıyoruz. Bu mevzuya kaynak ayıralım, biz bu mevzuda Jeoloji Mühendisleri Odası olarak misyon almaya her vakit hazırız. Bir an evvel tahlil planı üretilmesi gerekmektedir” dedi.

“YAKIN VAKİTTE SALDA GÖLÜ’MÜZÜ DE KAYBEDECEĞİZ”

Salda Gölü’nün turizm açısından kıymetli olduğunu kaydeden Cevni, buradaki çekilmenin sebebini şöyle anlattı:

“Sorun havza kökenli. Yalnızca bir gölümüzü etkilememekle birlikte, dünya çapında ses getirmiş, NASA’nın ilgisini çekmiş bir göl Salda. Kuraklıkla ilgili önemli bir araştırma yapılmazsa yakın vakitte Salda Gölü’müzü de kaybedeceğiz. Bölgemizdeki bütün göller tehlike altında. Yalnızca kimileri bu tehdidi bize gözle görülür halde hissettirebiliyor. Ancak Salda Gölü de uzun vadede maalesef tıpkı sonucu yaşayacak” diye konuştu.

Cumhuriyet