Cuma, müminlerin bayramıdır. Cuma günü yapılan tüm  ibadetlere iki kat sevap verilir.

Cuma müddetinde: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için davet yapıldığı vakit, çabucak Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Şayet bilirseniz bu, sizin için daha güzeldir.” buyurulması, Cuma namazının farz kılınmadan evvel de günün bu isimle anıldığına ve toplantı günü olduğuna işaret etmektedir.

Allah da Cuma gününü Müslümanlara nasip etmiş, onları bu mevzuda hakka ulaşmaya muvaffak kılmıştır.

Böylelikle Cuma, İslâmiyet’te büyük paha verilen haftalık toplu ibadetin yapıldığı gün ve o gün ifa edilen ibadetin (namazın) ismidir. Ve müminlerin her hafta şükürle kutladıkları bayramdır. Cuma gününü gerçek bir bayram üzere geçirebilmemiz için, bizlere her mevzuda en iyi örnek olan Peygamberimiz Hz. Muhammed‘in (s.a.v) tavsiyelerini yerine getirmemiz gerekir.

HZ. PEYGAMBER CUMA GÜNÜ NELER YAPILMASINI TAVSİYE EDERDİ?

GUSÜL ABDESTİ ALMAK

”Her Müslüman, Cuma günü yıkanmalı, misvaklanmalı ve hoş koku sürünmelidir.” (Buharî)

Cuma günü yıkanmak ve uzunluk abdesti almak sünnettir. Hatta kimi alimlere nazaran farz kabul edilir.

Cuma günü gusletmek günahların affına vesiledir.
“Cuma günü gusledenin günahları affolur.” (Taberani)

PAK VE HOŞ ELBİSE GİYİNMEK

Peygamberimizin sünnetlerinden biri de cuma günü pak, hoş, yeni olan kıyafetlerden giyilmesidir. Mümin her vakit pak giyinmelidir. Yeni aldığımız bir kıyafeti Cuma bayramında  giyinerek bu sünneti yerine getirebiliriz.

Bunların yanında hoş koku sürünmek, misvak kullanmak ve tırnak kesmek de peygamberimizin cuma günü yapılmasını tavsiye ettiği şeylerdendir.

CUMA NAMAZINI KILMAK

Cuma günü öncelikle namaza gitmekle yükümlü olan kişinin cuma namazına gitmesi farzdır. Bir Müslüman’ın Cuma namazı ile yükümlü olabilmesi için erkek, hür, mukim (dinen yolcu sayılmayan) ve mazeretsiz olması kuraldır.

Hadis-i şeriflerde Cuma günü gerekli paklığı yaptıktan sonra mescide gidip hutbe dinleyen ve namazı kılan kimsenin o gün ile daha evvelki Cuma ortasında işlemiş olduğu günahların affedileceği haber verilmiş, bu günü önemsemeden üç Cuma namazı terk eden kimsenin kalbinin mühürleneceği bildirilmiştir.

KEHF MÜDDETİ OKUMAK

Cuma günü Kehf Müddeti okunmasının fazileti yüksektir
“Cuma gecesi Kehf Müddeti okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir ziyayla aydınlanır. İki Cuma ortasında işlediği günahlar da affolur.”

CUMA GÜNÜ İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER

Ebû Hüreyre’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Üzerine güneş doğan en iyi gün cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve tekrar o gün cennetten çıkarıldı.

Yeniden Ebû Hüreyre’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse güzelce abdest alarak Cuma namazına gelir, hutbeyi ses çıkarmadan dinlerse, iki cuma ortasındaki ve fazla olarak üç günlük daha günahları bağışlanır. Kim hutbe okunurken çakıl taşlarıyla oynarsa, boş ve mânasız bir iş yapmış olur. ”

Tekrar Ebû Hüreyre’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz ile iki Cuma ve iki Ramazan, ortalarında geçen günahlara keffaret olur. ”

Ebû Hüreyre ile İbn Ömer’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran bu iki sahâbî Resûlullah (s.a.v)’in minber üzerinde şöyle buyurduğunu duymuşlardır: “Bazı kimseler Cuma namazlarını terketmekten ya vazgeçerler yahut Allah Teâlâ onların kalplerini mühürler de gafillerden olurlar. “

İbn Ömer’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biriniz cuma namazına gideceği vakit uzunluk abdesti alsın. “

Ebû Saîd el–Hudrî’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her bâliğ olan kimseye cuma günü uzunluk abdesti almak gereklidir.”

Semüre’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her kim cuma günü abdest alırsa ne iyi eder; hele uzunluk abdesti alırsa, o daha yeterlidir. “

Selmân’dan (r.a)rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse cuma günü uzunluk abdesti alarak elinden geldiğince temizlenir, saçını sakalını yağlayıp tarar yahut konutundaki hoş kokudan süründükten sonra mescide sarfiyat, ama orada yan yana oturan iki kimsenin ortasını açmaz, sonra Allah Teâlâ’nın kendisine takdir ettiği kadar namaz kılar, daha sonra sesini çıkarmadan imamı dinlerse, o cumadan öteki cumaya kadar olan günahları bağışlanır.”

Ebû Hüreyre’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş üzere uzunluk abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş üzere sevap kazanır. İkinci saatte giderse bir inek, üçüncü saatte giderse boynuzlu bir koç kurban etmiş üzere sevap kazanır. Dördüncü saatte giderse bir tavuk, beşinci saatte giderse bir yumurta sadaka vermiş üzere sevap elde eder. İmam minbere çıkınca melekler hutbeyi dinlemek üzere topluluğun ortasına katılır. ”

Yeniden Ebû Hüreyreden (r.a) rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) cuma gününden kelam ederek şöyle buyurdu: “Cuma gününde bir vakit vardır ki, şayet bir müslüman namaz kılarken o vakte rastlar da Allah’tan bir şey isterse, Allah ona dileğini kesinlikle verir. ” Resûl–i Ekrem o vaktin pek kısa olduğunu eliyle gösterdi.

Ebû Bürde İbni Ebû Mûsâ el–Eş`arî (r.a) şöyle dedi: Birgün Abdullah İbni Ömer bana: Cuma günü duaların kabul edildiği vakit hakkında babanın Resûlullah (s.a.v)’den bir hadis rivayet ettiğini duydun mu? diye sordu. Ben de: Evet, duydum. Babam, Resûlullah (s.a.v)’i şöyle buyururken işittiğini söyledi: “O vakit, imamın minbere oturduğu andan namazın kılındığı vakte kadar olan müddet içindedir. ”

Evs İbni Evs’den (r.a) rivayet edildiğine nazaran Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokca salâtü selâm getiriniz; çünkü sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur. ”

Ensonhaber