Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan başlıklar şunlar:

Birileri üzere cebimizi düşünmüyoruz. Birileri üzere muhakkak çevrelere kaynak aktarmıyoruz. Birileri üzere İstanbul’da kupon arsa varsa bana sormadan satmayın demiyoruz. Bütün dileğimiz bu memlekette herkes huzur içinde yaşasın.

Şubat ayında Aksaray’a gittik. Kanaat başkanlarıyla büyük bir toplantı yaptık. Onlarla bir ortaya gelmek, dertleşmek hepimizin misyonudur. Niğde-Ulukışla-Aksaray demiryolundan şikayet ettiler. Yıllar yılı bir türlü gerçekleşmedi. Kanal İstanbulla uğraşacağına yapsana bu demiryolunu. Anadolu’ya bir yüzünü çevir bak bakalım. Anadolu’daki rant İstanbul’daki kadar olmadığı için Anadolu’yu gözden çıkarmışlar.

Aile Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nda ek takımda çalışan çalışanın önemli problemler var. Bunun küme toplantısı boyutlarını aştığını gördüm. Metni vereceğim bunu kesinlikle gündeme getirin. Mukavele imzalanmazsa kapı dışarı olacaklar. Özlük hakları yetersiz. Bunları meclis araştırmasında lisana getirin.

71 vilayette patates üreticimiz var. Bilhassa Niğde ve Nevşehir bu hususta çok kıymetli iki ilimiz. Ekim-Kasım ayında hasatlar yapıldı, patatesler toplandı. Tüccar tarlada maliyeti 1 lira olan patatesi 60 kuruşa bile almadı. Hasebiyle bunlar aldılar mallarını depoladılar. Şu anda patates üreticisi 4 aydır eserlerini depoda tutuyor. 400-500 bin ton civarında yalnızca Nevşehir ve Kırşehir’de patates üreticisinin beklentisi var. Bu kadar eseri sanki birisi gelip satın alacak mı diye. Toprak Mahsülleri Ofisi diye bir kurumumuz var. Kelamda çiftçinin kara gün dostudur diye muharrir.

Tarım Kredi Kooperatifi diye bir kooperatif var ve bunların bir idaresi var, birden fazla yerden maaş alıyorlar. Haydi ondan vazgeçtik, bari şu patates üreticilerinin problemlerine eğilsinler. Ben eğileceklerini sanmıyorum lakin onların talebi üzerine tekrar lisana getirdim. Şayet patatesinizi bu hükümet almaz da, onlar depolarda çürürse kesinlike sandığa gittiğiniz vakit bu mevzuda gerekli dersi siyasi iktidara vermek zorundasınız.

YÜZ YÜZE EĞİTİM TARTIŞMASI

Çocuğunu okula gönderen hiçbir anne ve baba eğitim sisteminden mutlu değil. Eğitim sistemini bir deneme tahtasına dönüştüren, çocukları kobay olarak kullanan iktidara ders verme vakti gelmiştir. Önümüzdeki seçimlerde çocuklarınız için bu iktidara ders verin.

Eğitimden tasarruf olmaz. Eğitim sınıf atlatır. Sanatta, kültürde, bilimde her alanda ileriye gitmiş oluruz. Nasıl anne babalar fedakarlık yapıyorsa iktidarın da yapması gerekir. Kanal İstanbul’da inat edeceğine eğitimde et.

Bakanlığın yaptığı açıklamaya nazaran 107 bin öğretmen açığı var. 20 bin atandı. Emekli olanlarla birlikte açık büyüyor. Sayıştay raporuna nazaran ise 138 bin 393 öğretmen açığı var. 2 milyon 658 bin öğrenci EBA’ya erişemedi. Nasıl imtihan yapacaksınız? 6 milyon öğrenci ise EBA’yı aktif kullanamadı. Hiçbir okulda takımlı tek bir paklık vazifelisi bile yok. Dışarda milyonlar işsiz. Bütün okullara bir tane takımlı paklık vazifelisi atayın. Bunu dahi yapmıyorlar.

‘1 MİLYON DOZ AŞI’ TARTIŞMASI

Çin’den 1 milyon doz aşı parasız alındı mı? Parasız alınan aşı 12 dolardan 12 milyon dolara fatura edildi mi?

Yanıt veriyor: Bu katiyetle gerçek değil. Biz mutabakatımızı direkt Sinovac ile yaptık. Aracı olan firmanın ismini açıkladım. Koca’dan karşılığı şunun için istedim: Size aracı yok diyen kişiyi iyi tanıyın. Gerçek bilgi vermiyor. Sana hakikat bilgiyi bu kardeşin veriyor. Erdoğan sana yanlışsız bilgi vermiyor. Aldatıyor. O muahedeyi ben sana gönderebilirim. Sayın bakanın unutmaması gereken bir şey var. Rantın olduğu yerde akbabalar vardır. 1 milyon doz aşı parasız geldi ve devlet materyal ofisine 12 milyon dolara fatura edildi.

Keynmen İlaç, Devlet Materyal Ofisi’ne gerekli teminat veremiyor. Ve Bunu da Çin’deki firma teyit ediyor. Sayın bakanın bunlardan haberi var mı? Devlet Gereç Ofisi kime bağlı? Hazine ve Maliye Bakanı. Yanıt vermesi gereken kim? Hazine ve Maliye Bakanı. Kimin sırtına yüklüyorlar ? 1 milyon doz aşı CHP iktidarında gelseydi 1 milyon doz aşıyı Filistin’e gönderirdim.

Havuz medyasının gazeteleri var. Birisi yazmış; “Kılıçdaroğlu temelsiz argümanlarla Sıhhat Bakanlığı’nı ticari sırrını açıklamaya zorlayarak Türkiye’nin hem Sinovac hem Çin ile ortasını bozmak istiyor”

Ben bu açıklamayı yapınca Sinovac, Çin ve Türkiye ortasında uyuşmazlık yaratıyormuşum ben. Çin’in Uygur Türklerine yaptığı zulm hasebiyle aranız bozulmuyor da, benim sorduğum aşı münasebetiyle mı aranız bozuluyor? Havuz gazetesi merak ediyorsa gelsin bütün dokümanları ben vereyim.

128 MİLYAR DOLARI KİME SATTIN?

Erdoğan’a 5 soru soruyorum;

Tüyü bitmemiş yetim, aylardır iş yapamayan esnaf, çiftçi ismine soruyorum. 128 milyar dolarla ilgili hiçbir duyuru yok.

1. Bu satış hangi yolla yapıldı?

2. Bu soru hangi tarihlerle yapıldı.

3. Hangi kurdan ne kadar döviz satıldı?

4. Bu ticaretin alıcıları kimlerdi?

5. Bu satış sürecinin altında kimlerin imzası var?

Sen ve damadınız el ele verdiniz 128 milyar doları Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettiniz. Sorumlusu sensin.

Çiftçi kardeşlerime soruyorum. Kalkınmadan hisse aldınız mı? Esnafa, işsizlere soruyorum. Tam aykırısı oldu. Esnaf, çiftçi, emekli perişan. Soru şu: Kim büyüdü? Onu da söyleyeyim. Saray ve beslemelerinin tamamı büyüdür. 1 maaş yetmiyor onlara. Yeri geldiğinde 5 başka yerden maaş alıyorlar. 5’li çete büyüdü. Bankada dövizi olanların durumu iyi. Devlete dolarla altınla borç verenler var. Onların da durumu iyi.

Sayın Bahçeli’ye sormak istiyorum. Bu tablonun neresi yerli neresi ulusal? Gayri millileri destekliyorsunuz. Gayri ulusalların gerisinden gidiyorsunuz. İşin peşini bırakmayacağız. Esnafın yoksulun fukaranın hakkını savunacağız.

MECLİS’E GELEN 33 FEZLEKE

Yasama dokunulmazlığını kaldırırsanız siyaset alanını daraltırsınız. Demokrasiden vazgeçmiş olursunuz. Dokunulmazlıklar konusunda sağlıklı bir karar alabilmek için yargı bağımsızlığı olması lazım.

Erdoğan vakit zaman benimle ilgili tazminat davaları açar. Zira parayı çok seviyor. Yargıçlara de talimat veriyor, şu mahkemelere düşürün diyor. Tesadüf bazen o mahkemelere düşmüyor. O vakit o mahkemelerin yargıçları vazifeden alınıyor, diğer bir yere atanıyor, yeni yargıçlar tayin ediliyor ve ben tazminata mahkum ediliyorum. Bu Türkiye’de yargı bağımsızlığını gösterir mi?

Dokunulmazlıklar siyaseti kendi dileklerine nazaran dizayn etme alanı değildir. 6-7 yıl evvel bir olay olmuş, beşerler ölmüş. Ortadan geçmiş 6-7 yıl. Artık Millet İttifakı’nı nasıl bozabiliriz diye yola çıkıyorlar. Fezlekeleri düzenleyelim, getirelim, CHP güç durumda kalsın. Cumhuriyet Halk Partisi hakkı, hukuku, adaleti her yerde, her ortamda savunur ve asla haksızlıklar karşısında da susmaz.

Biz bildiğimiz yoldan yürürüz. Anayasa’ya nazaran. 83. husus: Siyasi parti gruplarınca yasama dokunulmazlığı konusunda küme kararı alınamaz. Her bir milletvekili belgeye bakar ona nazaran oturur oyunu kullanır. Milletvekillerine sağlanmış değerli bir teminattır. Bunu da almak istiyorlar. Milletvekilinin dokunulmazlığı bir kişinin iradesine bırakılamaz. Ulusal iradeye ihanettir.

Cumhuriyet