“Büyüt Hayallerini” projesinin birinci ayağı olan “İlham Veren Adımlar” kitabının tanıtımını eşiniz Ekrem İmamoğlu ile birlikte yaptınız. Proje nasıl başladı, neyi amaçlıyor?
Projemizle çocuklarımıza “BÜYÜT HAYALLERİNİ” hamasetini vermek istedik. Özgürce hayal kursunlar, ben de yapabilirim hislerini güçlendirsinler, ulaşabilecekleri bir adresleri olabilsin ve meselelerini iletsinler istedik. “İlham Veren Adımlar” kitabının içeriği de bu hamasetleri anlatıyor. İçinde 40 gözü pek bayan kahraman yer alıyor. Kendi şartları içinde neleri başardıkları ve hâlâ devam eden gerçek yaşamöykülerinin yer aldığı 40 değerli kıssa var.
Sürece gelince, birinci kitabı dezavantajlı olarak gördüğüm kız çocuklar için hazırladık. Bayana şiddet hepimizi derinden yaralıyor ve ne yazık ki eğitimde, iş dünyasında ve pek çok alanda kızların hala eşit hak ve hürriyete sahip olmadığını görmekteyiz. Çocuk gelinler çocuk yaşında anne oluyor, dehşet verici olaylar her gün gündeme bomba üzere düşüyor. Nedenini sorguladığımızda hepsinin temelinde eğitim yatıyor. İşte bizim projemiz de tam buralardan başladı.
Projeden elde edilen gelirle çocuklarımıza eğitimleri için muhtaçlık duydukları ekonomik kaynak yaratmayı, bilim, kültür, sanat hizmeti alabilecekleri merkez kurmayı ve kütüphane açmayı hedefliyoruz. Gayemiz en uzaktaki çocuğa kadar ulaşmak. Yani gayretimiz bütün çocuklara ulaşması tarafında olacak. Bunun için de siyasi partilerden bürokrasiye kadar birçok alanda mektup göndererek takviyelerini istedik.
Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Bir taraftan da hukuksal çaba sürüyor. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?
ÇOCUK VE BAYANLAR İÇİN GARANTİ
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik tüzel teknik bir tartışma sürüyor. Normlar hiyerarşisi, iç hukuka uygunluk ve milletlerarası hukukun çizdiği sorumluluklar üzere hukuk lisanı içerisinden yürütülen bu tartışma çok değerli zira hukuk bize ortak bir lisan ve meşruiyet yeri sağlıyor. Fakat, mukaveleden çekilme kararı yalnızca hukukçuların yapacağı bir tartışmanın ve teknik bir sıkıntının ötesinde.
Bu ülkenin kız çocukları için nasıl bir gelecek, kendimiz için nasıl bir devlet ve toplum bağlantısı hayal ediyoruz? Hukuka olan inancımızın kırılması daima tedirginlik içinde yaşamaya alışmak zorunda kalmak demek. Hem özel, hem kamusal alanda hem de kurumlarla olan bağlantımızda bir inanç kaybıyla yaşamaya alışmak demek. Mukavele ve mukavelenin somutlaştığı Ailenin Korunması ve Bayana Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa uygulamadaki tüm aksaklıklara karşın bilhassa bayanlar ve çocuklar için hâlâ çok güçlü bir teminat. Bir yandan karar vericileri ısrarla hukuka çağırırken başka yandan büyük siyasi tahliller ve yerleşik kutuplaşmaları aşan bir yerden konuşabilmek bayanların eşit vatandaşlığı ve kız çocuklarının geleceği için son derece kritik. Siyasi iradenin meskenin içinden yükselen sese kulak vermesi gerektiğini düşünüyorum.
İBB’DE BAYAN YÖNETİCİ 3 KAT ARTTI
İstanbul’a baktığımızda, İBB’nin bayana yönelik çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İstanbul Büyükşehir Beledi-yesi’nin bayan siyasetini her şeyden evvel dengeli ve istikrarlı buluyorum. 2019’dan bu yana İBB’deki bayan yönetici oranının 3 kat artmış olması toplumsal cinsiyet eşitliğine dair hem büyük bir tutarlılığa hem de güçlü bir iradeye işaret ediyor. Ayrıyeten, görüyoruz ki bayanların gündelik hayatındaki temel ve akut sıkıntılardan yola çıkıp çok istikametli güçlenme muhtaçlığına uzanan bir skalada çeşitli hizmetler süratlice hayata geçiyor. Mesken içindeki bakım yükünün bir kısmının kamu tarafından paylaşılması bayanların gündelik hayatını epeyce genişleten bir hizmet ve Yuvamız İstanbul kreşleri hem bunu sağlıyor hem bayanların ekonomik hayata iştirakini destekliyor. İBB’nin 7/24 ulaşılabilen bir Bayan Dayanak Hattı’nı hizmete sokması ve Bayan Dayanışma Evi’ni açması çok değerli bir gereksinime denk düştü. Geçtiğimiz 8 Mart’ta duyurulan ‘Yerel Eşitlik Hareket Planı’ ile ulaşımdan kent güvenliğine, şiddetten ekonomik güçlenmeye birçok alanda bayanların sorun ve gereksinimlerine karşılık üretecek siyasetler İBB’nin ajandasına alındı. İBB’nin bu alanda da iyi bir yol haritası çizdiğini görüyorum.
Sırada ne var?
Şimdilerle bayanlarımızın emeklerini pahalandırmak; pazar yaratmak ve satış ağı geliştirmek üzerine geniş bir çalışmamız var. Bu mevzuya ait görüşmelerimiz sürüyor.
EMİNE ERDOĞAN’DAN MEKTUPLA KARŞILIK
İBB’nin 8 Mart Dünya İşçi Bayanlar Günü’nde gerçekleştirdiği “Hatıra Ormanı” aktifliğine davet ettiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yazdığı mektuba ait Dilek İmamoğlu, “Kadınların tabiat etrafında buluşmasının manasından ve içinde yaşadığımız yüzyılda iklim değişikliği ile etrafın değerine kadar birçok hususta samimi ve hassas sözler yer alan bir mektuptu. Emsal etkinliklerde tekrar davet edeceğim ve gerektiğinde takviye de isteyeceğim” dedi.
Cumhuriyet
