Mitsubishi Electric lityum-iyon pil hücre üretiminde data odaklı, otomatikleştirilmiş üretim tahlilleri sayesinde verimliliğin artırılmasına yardımcı oluyor
Dünyada her geçen gün daha da değer kazanan elektrifikasyon stratejilerinin merkezinde lityum-iyon pil hücreleri yer alıyor. Üstelik bu teknoloji, firmaların tezli net sıfır emisyon gayelerine ulaşmasına yardımcı olan değerli faktörlerin başında geliyor. Lityum-iyon pil hücrelerine yönelik süratle artan talebi karşılamak içinse üreticilerin, belli etraf ayak izi ve kısa teslim müddetleri paralelinde üretimi artırmaları gerekiyor. Data odaklı, otomatikleştirilmiş üretim tahlilleri sayesinde bu gayelere ulaşmak artık daha kolay hale geliyor.
Elektrikli araçların (EV) sayısı süratle artarken 2021 yılında dünya yollarındaki toplam elektrikli otomobil sayısı 16,5 milyon oldu. Tıpkı yıl yeni elektrikli araç satışları, global araba satışlarının yaklaşık yüzde 10’unu temsil eden 6,6 milyonluk yeni bir rekora ulaştı. Klâsik içten yanmalı karayolu nakliyatından elektrikli araçlara geçiş, müşteri talebinin yanı sıra argümanlı araç verimliliği ve CO2 standartları tarafından destekleniyor. Önde gelen elektrikli araç pazarlarının birçoklarında, bu araçların kullanımı 2025 yılına kadar günde 1,6 milyon varil petrolün yer değiştirmesine yol açabileceğinden (iki ve üç tekerlekli araçlar hariç) bu ulaşım araçları karbondan arındırma gayelerine ulaşmanın anahtarı olarak görülüyor.
Teknoloji devi Mitsubishi Electric ise giderek değer kazanan büyük ölçekli pil hücresi üretimi konusunda bilgi odaklı, otomatikleştirilmiş üretim tahlilleri sağlıyor. Mitsubishi Electric Europe EMEA Lityum Pil Sanayisinden Sorumlu Yöneticisi Klaus Petersen, lityum-iyon pil hücre üretiminde ‘büyük veriden’ yararlanarak çevresel tesirlerini düzgünleştirirken üretkenliğin ve iş hacminin süratle artmasına yardımcı olduklarını açıkladı.
E-mobilitenin süratli büyümesini karşılamak için pil arzını on kat artırmak gerekiyor
Ulaşım kesimine hizmet veren lityum-iyon pil üreticileri için pazarda pahalı fırsatların olduğunu tabir eden Klaus Petersen; “EV pillerinin kapsadığı yıllık global kapasitenin bugün yaklaşık 340 GWh olduğu ve kapasitenin 2030’a kadar yılda 3 bin 500 GWh’nin üzerine çıkacağı varsayım ediliyor.2 EV Elektrikli arabaların özünde; denetim, müdafaa ve soğutma üzere kilit sistemlerle donatılmış bir modül oluşturmak için bir dizi hücrenin bir çerçeveye monte edildiği lityum-iyon pil paketleri bulunuyor. Hasebiyle bunlar yeni jenerasyon ulaşım araçlarına güç sağlayan teknolojiler olarak öne çıkıyor. Lityum-iyon pil hücreleri ise ince bir etkin iletken gereç katmanı ile kaplanmış metal folyo katmanlarından yapılıyor. Bu iki bileşen, gözenekli bir sinema ve elektrolitlerle ayrılan pilin temel öğelerini, anot ve katodu oluşturuyor. Pillere uygulamanın gerektirdiği hali vermek için silindirik yahut prizmatik bir halde düzenlenmiş çok sayıda anot ve katot katmanını birleştirmek gerekiyor. Bu yapı, kurutma ve haddeleme evrelerini içeren karmaşık ve hassas bir süreç olan kalenderleme ve metal folyonun kaplanmasıyla elde ediliyor. Akabinde folyonun şeritler halinde kesilmesini içeren materyalin dilimlenmesi geliyor. Son olarak, pil formatına bağlı olarak kalıpta kesilir, istiflenir yahut sarılır ve akabinde sınır sonu testinden geçmeden evvel son süreç adımlarına gönderilir” formunda üretim evrelerini anlattı.
Pazara dengeli ve yüksek kaliteli eserler sunmanın yanı sıra yanlışsız kapasite, voltaj ve direncin sunulmasını sağlamanın, pil performansını ve güvenliğini belirlemek için gerekli olduğunu söz eden Klaus Petersen; “Lityum-iyon pil hücre üretiminde pek çok kritik basamak yer alıyor. Bu nedenle üretici şirketler, çevresel tesirlerini azaltırken bugünün ve yarının süratle artan pazar taleplerini karşılayabilmek istiyorsa sağlam, güçlü ve geleceğe yönelik üretim varlıklarına yatırım yapmaları gerekiyor” dedi.
Büyük datanın gücünden yararlanmak için inovatif teknolojiler geliştiriyor
Veri odaklı kalite garanti stratejilerinin şirketleri optimize edilmiş üretim ortamları geliştirmede desteklemek için çok uygun olduğunu söyleyen Klaus Petersen; “Anormallikleri derhal işaretleyerek bilhassa erken süreç adımlarında kalite eksikliklerini tespit edip önleyerek, üretim sınırının ilerisindeki daha büyük sıkıntıların önlenmesine yardımcı oluyorlar. Bu da materyal ve güç kullanımını güzelleştirirken standart dışı ve yetersiz lityum-iyon pil hücrelerinin hacmini azaltabiliyor. Bu nedenle şirketlerin kullanılan süreçler, ekipman ve gereçler hakkında kıymetli datalar üretebilen otomasyon aygıtlarına yatırım yapması büyük kıymet taşıyor. Mitsubishi Electric, lityum-iyon pil üreticilerine bu hususta son teknoloji tahliller sunuyor. Örnek vermek gerekirse işlenmekte olan materyallerin yüzeyini gerçek vakitli olarak incelemek için yenilikçi bir çizgi tarama çubuğu ele alınabilir. Aygıt, kaplanmış akım toplayıcının yüzey şartları hakkında yüksek çözünürlüklü geri bildirim sağlamak için temaslı imaj sensörü (CIS) teknolojisine sahip. Şirketler, bunun ürettiği bilgileri işleyerek, son derece yüksek çözünürlük ve doğrulukla lityum-iyon pil hücrelerinin kalitesini belirlemeye yardımcı olacak ve sonuçta nihai eser kalitesini güzelleştirecek değerli bir araçtan yararlanacak” diye belirtti.
Bu aygıtın Mitsubishi Electric’in temel operasyonel bilgileri oluşturmak için tasarlanmış kapsamlı endüstriyel otomasyon teknolojileri yelpazesindeki tek tahlil olduğuna vurgu yapan Klaus Petersen şunları söyledi: “Tahmine dayalı modeller geliştirmek yahut güzelleştirmek için tescilli AI markamız olan MAISART (Mitsubishi Electric’s AI creates the State-of-the-ART in technology) kullanılarak özel yazılım platformları beslenebilir. Mitsubishi Electric üzere önde gelen bir uzmanla paydaşlık kuran üreticiler, üretim tesislerini ilerletmek ve ulaşım dalının elektrifikasyonuna dayanak olurken onları daha etraf dostu hale getirmek için tam hizmet sağlayıcısı olarak Mitsubishi Electric’e güvenebilirler. Bütün bunlar nihayetinde daha sürdürülebilir uygulamalara imkan sağlayacak çalışmalar ortasında yer alıyor.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
