“Türkiye’de şeriat hukuku temelinde Kürt devleti kurma teşebbüslerini yaymak ve din devleti kurmak istemek” gerekçesiyle kapatılan Zehra Vakfı’nın, yine faaliyete geçtikten sonra Ankara’da açtığı kolejin bulunduğu yerin, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) ilişkin olduğu ortaya çıktı. Yerin, misyondan el çektirilen Melih Gökçek devrinde “kapalı teklif yordamı ihale” ile verildiği öğrenildi.

Zehra Grubu’nun kurduğu Zehra Vakfı, 2005’te, “Said Nursi’nin görüşleri doğrultusunda, şeriat hukuku temelinde Kürt devleti kurma teşebbüslerini yaymak, Cumhuriyet rejimi karşısında din devleti kurmaya çalışmak” münasebeti ile kapatıldı.

Mallarına el konan vakıf, Zehra Eğitim Kültür Vakfı ismiyle 12 Mart 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile tekrar faaliyete geçti. El konulan malların büyük kısmı vakfa iade edildi. Vakıf, Ankara’nın Batıkent semtinde Zehra Koleji ismiyle okul açtı.

Lakin okul, Atatürk tersi çalışmaları ile gündeme geldi. Okulda, 2016’da, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü aktiflikleri gerçekleştirilmemesi nedeniyle MEB tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucunda okul müdürüne verilen aylıktan kesme cezası kınama cezasına çevrildi.

Okul, 2019’da ise MEB’in mevzuatına karşın okul bahçesine Atatürk’ün büstü yerleştirmemesi ile gündeme geldi. Ortadan geçen vakte ve reaksiyonlara rağmen okul bahçesine Atatürk büstü yerleştirilmediği görüldü.

28 YILLIĞINA VERİLMİŞ

Okulun yapıldığı yerin ise ABB’ye ilişkin olduğu ve 2017’de misyondan el çektirilen ABB Lideri Gökçek devrinde verildiği ortaya çıktı. Edinilen bilgiye nazaran, yerin imar planında 2013’te yapılan değişiklik ile yerin niteliği “eğitim+yurt alanı+anaokulu” olarak değiştirildi. Arsa, 2014’ün başında ise 11 milyon 615 bin lira keşif bedeliyle, “kapalı teklif usulü” ile ihale edildi. İhaleyi ise kolejin bünyesinde bulunduğu şirket aldı. Yerin, 25 Mart 2014’ten itibaren 28 yıl 6 ay müddet ile verildiği öğrenildi.

AİHM’DEN VAKFA RET

Kelam konusu vakıf, 2005’te kapatıldıktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. 2018’de kararını açıklayan AİHM, vakfın maksadının “laiklik ve çoğulcu demokrasi tersi olduğu ve kesin gayesinin şeriata dayalı devlet nizamı kurmak olduğunun” belirlendiğini belirterek “şeriata dayalı bir devlet kurmayı amaçlayan vakfın kapatılması ile ilgili olarak müdahalenin yasal, legal ve demokratik bir toplumda ölçülü olduğu” sonucuna ulaştı.

Cumhuriyet