Aras, Bodrum’un salgınla birlikte kentin önemli meseleyle karşı karşıya kaldığını ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Bodrum’un her vakit resmi nüfusunun üstünde bir nüfusu barındırdığını belirten Aras, “Ancak salgınla birlikte beşerler daha çok Bodrum’un açık, pak havasına, bir taraftan müstakil yapısına bence buraya inanarak geldiler. Ve nüfus bir yılda iki buçuk katına çıktı. Bizim kış nüfusumuz 200 bin iken 500 bin olarak devam ediyoruz. Bir yılda bir kentin nüfusu iki buçuk katına çıkarsa orada olağanda kaos olur. Lakin biz insan üstü bir uğraşla çalışıyoruz” dedi.
“CİDDİ BİR TRAFİK YOĞUNLUĞUMUZ VAR”
Yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerle bir arada kentin nüfusunun 1 milyona yaklaştığının altını çizen Aras, şunları söyledi:
“O iki, üç ay vakit zarfında biz ek tedbirlerle, işçi, araç, gereç desteğiyle bu hizmetleri yürütebiliyorduk. Ancak tabi bir yıl boyunca bu nüfus sabit hale gelince, 500 bin üzere, zorlandığımızı söyleyebilirim. Zira önemli bir trafik yoğunluğu var. Mesela katı atık toplaması da neredeyse iki buçuk katına çıktı. Çalışanımız, park ve bahçeler ünitemiz canla başla çalışıyorlar, gece gündüz demiyoruz. Vatandaşlarımıza hizmet edebilelim diye çalışıyoruz.”
Aras, salgınla birlikte turizmin etkilendiğini, geçtiğimiz yıl yalnızca iki ay çalışılabildiğini belirterek, “Bu iki ay bizde yüzde 80 civarında kayıp manasına gelir. Buranın istihdam edilen bir sürü çalışanı var. Buradaki işletmecilerin kredileri, ödemeleri, vergileri var. Kendi çocuklarının hayatı, mutfak masrafları var. Önemli bir sorun oldu” dedi.
“BODRUM’UN TAHRİBATINDAN TEDİRGİNİZ”
Bodrum’da geçmişten gelen alt yapı problemleri olduğunu söyleyen Aras, “Bu sıkıntıların tahlili için büyükşehir belediyemiz, Bodrum Belediye’miz, Kültür Bakanlığı’mız çalışıyor. O yüzden Bodrum şu anda bir şantiye görünümünde. Asıl burada büyük hisse biraz da yeni yapılaşmaların getirdiği yük de var. Böylelikle Bodrum’da güç bir süreç yaşıyoruz şu anda. Vatandaşlarımız huzursuz. Hem nüfus artışından hem yapılaşma suratından hem de Bodrum’un tahribatından huzursuz. Bodrum’un tahrip olmasından, kentleşmesinden korkuyorlar haliyle. Biz de tüm gücümüzle bunu önlemeye çalışıyoruz” diye konuştu.
“10 METREKARELİK BİR ODA 400 BİN TL FARK ETTİRİR”
Aras, Bodrum’un en büyük meselelerinden birinin de kaçak yapılaşma olduğuna dikkat çekti. Kentin cazip halinin gayrimenkul fiyatlarına da yansıdığını belirten Aras, “Beş, on katına kadar çıktı. Kiralar da natürel en az iki, üç katına çıktı. O yüzden Bodrum’da her yer artık altın kıymetine ulaştı. Bu türlü bir coğrafyada kaçak yapılaşma ister istemez, siz ne kadar da tedbir almaya çalışsanız da devam ediyor. 10 metrekare fazla eklese şu anda nerden baksanız 400 bin TL fazlaya satar. 10 metrekarelik bir oda 400 bin TL fark ettirir” dedi.
“KAÇAK YAPILAŞMANIN ÖNEMLİ BİR FATURASI VAR”
Kaçak yapılaşma ile çabayı sürdürdüklerini anlatan Aras, şunları söyledi:
“Zabıtalarımız sokakta dolaşıyorlar, gördükleri büyük yeni tadilat, tamir ne varsa denetliyorlar. Bir taraftan vatandaşlarımız çok hassaslar bu hususta. Komşu parselde yahut gördüğü bir yerde kaçak yapılaşma varsa çabucak ihbar ediyor bize ve biz müdahale ediyoruz. Bir taraftan yapı denetim gruplarımız drone uçuruyor ve kontrollerini sürdürüyor. Etraf ve Şehircilik Bakanlığı’mız kontrollerini sürdürüyor. O yüzden şu an topyekun çaba halindeyiz. Lakin buna karşın durduramıyoruz. Bu mevzu Bodrum için çok büyük bir tehlikedir. Kaçak yapılaşma yanında, çarpık kentleşmeyi, varoşlaşmayı getirir. O yüzden bilhassa imara karşıt, kaçak süreçlerin bir an evvel durmasını istiyoruz. Tıpkı vakitte toplumsal bir sorun haline de geldi. Zira, sizin bir konutunuz var, komşu büyütme yaparak senin manzaranı, güneşini, rüzgarını kapatıyor, bahçeyi tahrip ediyor. Siz, komşunuzu şikayet etmek zorunda kalıyorsunuz. Büyük bir toplumsal travma haline geldi husus. O yüzden bizim vatandaşlarımızdan talebimiz bir iş yapacaklarsa belediyeye gelmeleri. Belediyeden aldıkları müsaadeyle eski ya da yeni yapılara müdahale etmeleri. Kaçak yapılaşmadan uzak durmaları. Zira kaçak yapılaşmanın önemli de bir faturası var. Tespit edildiği anda mühürleniyor ve arsa bedeli de üzerine konarak o kaçak yapılan metrekarenin cezaları inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Birebir vakitte yıkım kararı alınıyor. Sonrasında cumhuriyet savcılığına imara muhalif hareket etmekten hata duyurusunda bulunuyoruz. Ve sonuçta elbette yıkıyoruz.”
Olayların, ağır bakım sayılarının arttığını söyleyen Aras, gelecek dönem için turizm bölümü konusunda bir öngörüde bulunmanın çok güç olduğunu söyledi. Olayların arttığını belirten Aras, şunları söyledi:
İKİ AY BİZDE YÜZDE 80 CİVARINDA KAYIP MANASINA GELİR
Hükümetimiz ne kadar da sistemi açık tutmaya uğraşsa da aşikâr bir vakit sonra temel sorun sıhhat olduğu için kimi tedbirler almak zorunda kalabiliyor. Bütün kışı biz, geçtiğimiz dönemle bir arada kapalı olarak geçirdik. Geçtiğimiz dönem da yalnızca iki ay açık kalabildi işletmelerimiz. Bu iki ay bizde yüzde 80 civarında kayıp manasına gelir. Buranın istihdam edilen bir sürü çalışanı var. Buradaki işletmecilerin kredileri, ödemeleri, vergileri var. Kendi çocuklarının hayatı, mutfak masrafları var. Önemli bir sorun oldu.
SALGININ HATASI YALNIZCA ESNAFA YÜKLENEMEZ
Son günlerde Bodrum’da günlük hadiseler 10’lardan 30’lara çıktı. Bu çok değerli bir sayı. Şu an turuncu renkteyiz. Şayet bu sayılar bu türlü gitmeye devam ederse Cumhurbaşkanı’mız da bir açıklama yapmıştı, ‘biz kararlıyız, aldığımız kararın ardında duracağız, şayet çok büyük bir tabloyla karşılaşmadığımız sürece’ diye. Ancak şu an tablo berbata gidiyor. Bizim burada hemen tedbir almamız lazım. Yerleri kapatalım demiyorum, yalnızca yerleri kapatarak siz bu salgınları önleyemezsiniz. Bu salgının cürmü yalnızca esnafa yüklenemez. Bu yanlış bir yaklaşımdır. Gerekli tedbirler alınır, buna nazaran yaşanır. Herkes kendi tedbirini kendi alsın. Burada yaşanan önemli bir sıhhat trajedisi. Beşerler ölüyor, kaybediyoruz.
AVM’LER AÇIK, UÇAKLARDA YAN YANA SEYAHAT EDİYORUZ
Esnafa yükleniyorlar. Diyorlar ki ‘kafeyi, restoranı açtık, sayılar arttı.’ Okullar da açık. Burada bir şeyi düşünürken yalnızca esnafı değil. Alışveriş merkezleri açık. Uçaklarda biz yan yana seyahat ediyoruz, hiçbir biçimde uçaklarda en küçük tedbiri dahi görmüyorum ben. Uçaklara, alışveriş merkezlerine yapmayalım, lakin bizim gariban kafe, kahvehane, restoran sahibine biz tedbirleri uygulayalım hatta büyük de cezalar yazalım. Bence burada hakikat bir yaklaşım yok. Yalnızca bir kesite bu fatura kesilemez.
HİÇ KİMSEYE FATURAYI KESMEDEN TEDBİRLER ALINMALI
Şiddet olayları arttı. Bayana yönelik şiddet olayları arttı, bayanlar, beşerler öldürülüyor. Şu son periyotta çok arttı bu sayı. Bunu düşünmek lazım. Artık insanların birbirine tahammülü sonları yok. Tolerans çizgisi artık yok. Sokakta, trafikte hengame görüyorsunuz. Ben bir ihtar için zabıtayı gönderiyorum, esnafımızla hengame ediyoruz. Büyük reaksiyon gösteriyor, haklı. O yüzden bizim burada alacağımız tedbirler, bilimsel, akılcı olmalıdır. Hiç kimseye faturayı kesmeden tedbirler alınmalıdır. Şu an yapamadığımız denetim bizim turizm dönemimizi da etkilerse esasen bizim beklentimiz olan 2021 dönemi da çok önemli ziyan görecektir.
KORONA ÖLDÜRÜYOR LAKİN İŞSİZLİK İNTİHARA SÜRÜKLÜYOR
Okullarda çocuklar kapalı ortamda ders görüyorlar. Bu sabah haberlerde izledim, 5 öğretmenimiz hayatını kaybetmiş. Okullarda siz çocukları bir ortada nasıl denetim edeceksiniz. İmkansız. Korona, evet öldürüyor ancak işsizlik de insanları intihara sürüklüyor. Bodrum’da müzisyen sayısı çoktur. Müzisyenlerimiz hayal kırıklığı, önemli bir ruhsal buhran içerisindeler. Her gün duyuyoruz, bir müzisyen arkadaşımız intihar ediyor. Zira geleceği varsayım edemiyor, göremiyor. Bir yıldır her yer kapalı, hiçbir biçimde geliri yok. Devletimiz, bizler katkı yapmaya çalışıyoruz fakat nereye kadar. Biz, kirasını, faturalarını ödeyemeyen, meskenine yakacak alamayanlar için bir kampanya yapalım dedik. Yüzlerce kişi başvurdu, ‘ödeyemiyorum’ diye.”
Cumhuriyet
