Bayana yönelik şiddetin engellenmesinin AKP zihniyeti ile gerçekleştirilemeyeceğini savunan Fazilet, “Türkiye 18 yıldan beri, cinsiyet eşitliğine inanmayan bir idare takımı ile yönetiliyor. İktidarın lisanı ve hareketlerindeki cinsiyet eşitsizliği bitmedikçe, bayanı ikinci sınıf gören dini dernek, cemaat ve vakıflara verilen takviyeler sürdükçe ve yasal düzenlemeler yapılmadıkça bayan cinayetleri ve çocuk istismarı bitmez” diye konuştu.
Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Bahadır Fazilet şunları söyledi;
– Güzelleştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ ismiyle yürüttüğünüz çalışmaların ayrıntılarını anlatır mısınız?
18 yıldan beri iktidar olan AKP, Türkiye’yi tek adam rejimine mahkum etti. Türk tipi Başkanlık sistemi olarak isimlendirilen bu yeni rejim ile yasama, yürütme ve yargı, tek bir kişinin, tıpkı vakitte Erdoğan’ın tesiri altına alındı. Anayasal demokrasinin en kıymetli unsuru olan kuvvetler ayrılığı yerle bir edildi. DÜZGÜN Parti bu işin bu türlü gitmesinin mümkün olmadığını gördüğü için tekrar Parlamenter Sisteme dönülmesi gerektiğinin, lakin Parlamenter Sistemin de siyaset tarafından geçmişte berbata kullanılabilen açıklarının ortadan kaldırılarak, Anayasanın tekrar düzenlenmesi gerektiğinin öncülüğünü yaptı. Bu rejimin en kıymetli prensiplerinden birisi ise hiç elbet tarafsız, partiler üstü, devleti ve milleti temsil eden, siyasetin tıkandığı noktalarda devletin en üst makamı olarak arabuluculuk ve uzlaştırıcılık yapma gücüne haiz bir cumhurbaşkanı. Biz YETERLİ Parti olarak, Anayasal Demokratik Rejim için gerekli olan, ileride yeni bir Anayasa yapılırken, bu Anayasanın lafzında ve ruhunda olması gereken unsurların çalışmasını yapıyoruz. Partimiz bu bahiste esasen çalışmaktaydı. Ben misyona geldikten sonra da Genel Sekreterimiz sayın Uğur Poyraz ile koordine ederek partimizin çalışmalarına devam ediyoruz. Unutulmasın ki şu anda ne partimizin ne öbür bir partinin, hatta iki parti yan yana bile gelse Anayasayı değiştirme gücü yok. Münasebetiyle ileride ortak mutabakat ile birlikte yapılması gereken Anayasanın kararlarının detayına girmenin ve açıklamanın bir manası yok. Bu nedenle DÜZGÜN Parti olarak, İyileştirilmiş-Güçlendirilmiş Parlamenter demokrasi, GÜZEL Devlet Sistemini kurarken uyulması gereken, hukuksal unsurları ortaya koymanın çok daha gerçekçi olduğunu düşünüyoruz.
– AKP’li Milletvekili Şahin Tin’in “kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller” kelamları reaksiyona neden oldu. İktisadın gidişatı ve iktidarın bu hali için neler söylersiniz?
Milletimiz çok gururludur. O denli kolayına bu millet açım demez. Aile içi yardımlar ile bir formda yönetim etmeye çalışır. Fakat 18 yılın sonunda ülkenin ve milletin ekonomik durumu o kadar vahim hale geldi ki kimsenin birbirine el uzatacak hali kalmadı. Cumhurbaşkanı, konutuna ekmek götüremeyen yurttaşa ‘sen de biraz abartıyorsun al keyif çayı iç’ diyerek çay fırlatırsa, partisinin milletvekili de ‘kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller demek ki’ diyebilir. Bunu millet unutmayacak. Bu telaffuzlar AKP’nin kendi yarattığı yandaş zenginlerin milyarlık vergi borçlarını silip, yoksulun halinden anlamaz hale geldiğini gösteriyor. Genel Liderimiz Meral Akşener, yurdu geziyor. Esnaf, vergi borçlarından, kiralardan, kredi borcunun faizini dahi ödeyememekten, yanında çalışanın sigorta primini ödeyememekten bitap halde. Esnaf günlerce siftah yapamıyor. Devletin valisi geziyor, ‘maskeni niçin takmıyorsun’ diye soruyor, aldığı karşılık ‘gebereyim de kurtulayım’ oluyor. Akşener’den sonra öteki muhalefet parti başkanları de esnaf ziyaretine başladılar. Bir tek Erdoğan ile Bahçeli gezemiyor. Çünkü esnafın halini soracak yüzleri yok.
– MHP başkanı Bahçeli ‘HDP kapatılsın’ davetinde bulundu. UYGUN Parti bu hususta nasıl konumlanıyor?
– Kurultaydan sonra partiniz içerisinde çeşitli tartışmalar meydana geldi. Sizin toplumsal medya hesabınızdan Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala üzere isimler için yaptığınız paylaşımlar Ümit Özdağ tarafından gündeme getirildi. Bunlar için neler söyleyeceksiniz?
‘AKP, cinsiyet eşitliğine inanmıyor’
– Son yıllarda artan bayan cinayetleri konusunda bir hukukçu olarak fikirleriniz nedir. Nasıl tedbir alınır?
Sivil toplum kuruluşlarında siyasete girene kadar çok etkin çalışmalar yaptım. Bayan ve çocuk haklarının korunması hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Çocuğunu kadınını koruyamayan, çocuklarımızın istismara uğradığı bir ülkeden hayır gelir mi? Bayan cinayetleri, aile içinde ya da çocuk yurtlarında istismara uğrayan çocuklar bu ülkenin en büyük ayıbıdır. Siyaset nitekim samimi olarak engellemek isterse, bayana şiddeti engelleyebilir. Lakin Türkiye 18 yıldan beri, cinsiyet eşitliğine inanmayan bir idare takımı ile yönetiliyor. AKP, cinsiyet eşitliğine inanmıyor. Bayanı yalnızca anne kimliğine sıkıştırmak isteyen, eğitimden başlamak üzere konuta kapatan, bayanın sokakta bulunacağı saatten, giydiğine, çıkardığına, attığı kahkahaya varana kadar zaptu rapta almak isteyen bakış açısı var. Bayanı ikinci sınıf gören adeta erkeğe köle yapmak isteyen ne kadar dini vakıf, dernek ve cemaat var ise yıllardan beri onlara gerek maddi gerek siyasi en güçlü takviyesi veriyor. Yıllardan beri söylüyoruz, iktidarın derhal Türk Ceza Kanunu’nda, ‘kadın cinayeti’ cürmünü düzenlemesi gerekiyor. Kanundaki indirim hallerinin, Bayana Karşı İşlenen Cürümler ile Çocuğa Karşı İşlenen Hatalara uygulanmayacağının karar altına alınması gerekiyor. İktidarın lisanı ve hareketlerindeki cinsiyet eşitsizliği bitmedikçe, bayanı ikinci sınıf gören dini dernek, cemaat ve vakıflara verilen takviyeler sürdükçe, kanunlardaki önerdiğimiz bu düzenlemeler yapılmadıkça Türkiye’de bayan cinayetleri, çocuk istismarları bitmez.
Cumhuriyet
