YETERLİ Parti önderi Meral Akşener, gündemdeki mevzulara ve erken seçim tartışmalarına ait açıklamalarda bulundu.
‘TÜRKİYE’YE AŞI NEREDEN GELECEK’
YouTube üzerinden yayın yapan Karar TV’de “Gündem Özel” programına konuk olan Akşener, koronavirüs aşısını evvel Erdoğan’ın olması gerektiğini söyledi. YETERLİ Parti başkanı aşı konusunda şöyle konuştu:
“Çin aşısının ben emniyetli olup olmadığından fazla, şimdi üçüncü kademeyi geçmediklerini okuyoruz. Rusya’nın aşısı var, Almanya’nın aşısı var ve ABD’nin aşısı var. Bunların üçüncü fazlarını geçtiğine dair bilgilimiz var. Sorun aşının ötesinde bir zihniyet sorunu. Biz Türkiye olarak Partili Cumhurbaşkanlığına kurumsal olarak geçtikten sonra ondan önce Sayın Erdoğan’ın en hoşlandığı şey kişisel bağlantı kurmaktı. Yurtdışındaki ülkelerle şahsi bağ kurmaktı, kurumsal değil. Tıpkı şey bugün Çin ile ilgili geçerli. Bir periyot Sayın Putin sevdası vardı artık Çin’in yöneticileri dostum olmuş durumda. Tek bir aşı o aşının olumsuz sonuçlarıyla karşılaştığımız süreçte bıraktık onu diyelim, Türkiye’ye aşı nereden gelecek? Almanya’dan hatta Rusya’dan temasların kurulması gerekir. Bu türlü bir çalışmanın yapılması gerekirdi vatandaşın sıhhati açısından.”
‘BÜTÜN PROBLEM KATAR İLE OLAN MÜNASEBETLERDEKİ GİZLİLİK’
Akşener, Katar’la son devirde ağırlaşan münasebetler hakkında ise şunları kaydetti:
“Türkiye iktisadını bu kadar paranın rahatlatması mümkün değil. Fakat niçin Katar’a satıldı diye bir kavram yok. Katar yerine matara da olabilir. Bizim parti olarak, Türkiye’ye yabancı yatırımın gelmesine itiraz etmemiz mümkün değil. İster Hollandalı ister Katarlı orada sıkıntı yok. Tank Palet Fabrikasını, yani dövüşe dövüşe manevi manada dövüşe dövüşe helak oldu Türkiye, ne olduğunu bilmiyoruz biz. Bilinen nedir? 50 milyon dolarlık eksik sebebiyle verildiğine dair. Deneyim, bilgi birikimi getirecek bir yatırımsa 50 milyonu biz verelim, getiren ele. Bütün sorun Katar ile olan münasebetlerdeki kapalılık. Su sorunu deniliyor ne olduğunu bilmiyoruz, ticari sır diye bir kavram var. Katar’ın Katar olmasıyla Müslüman olmasıyla alakası yok bu saklılıkla alakalı bir durum. Bu cins bağ biçimleri ileriki kademelerde bu ülkenin başını kaygıya koyar.”
ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI
ÂLÂ Parti önderi, erken seçimin ise ‘vatandaşın isteği’ olduğunu belirtti. “Vatandaş seçim istiyor fakat arbede istemiyor. Vatandaş kendi kederinin konuşulmasını istiyor” sözlerini kullanan Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye’yi taşıyamadığını lisana getirdi. Seçimn 2023’e kalmayacağını savunan Akşener, şu yorumu yaptı:
“Sistemini Türkiye taşıyamıyor, bu sistem de Türkiye’yi taşıyamıyor. Mecburen bu seçim olacak 2023’e kalamaz. İkincisi fakirliğin yönetildiği bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Milletvekilinin prestiji yok. Seçim kazanmaları mümkün değil. Gördüğüm kadarıyla 2021 Haziran üzere seçim olabilir. Erdoğan kışı sevmez. Haziran’da seçim bekliyorum, olması da gerekiyor. Zira, çok feci bir fakirlik var.”
‘AKP EN ÇOK KARARSIZ SEÇMENDEN KORKUYOR’
“Kararsız seçmen kitlesi oluştu. O kararsız seçmenlerin dağıtılması üzere bir kavram var, en yüksek oya tekabül eden siyasi yapıya en fazlası konuyor. Halbuki koptuğu yer orası. Şayet hiç karasızı dağıtmadan baktığınız vakit hakikaten önemli bir düşüş var. En fazlası da Ak Parti seçmeninden.”
ÖZDAĞ VE PERİNÇEK DETAYI
YETERLİ Parti’den ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın tezleri sorulan Akşener, “Sayın Özdağ hakkında çok fazla bir şey konuşmadım. Hiçbir arkadaşımız hakkında incitici bir kelam söylemedim, her istifa eden arkadaşımızın canımızı yaktığını söz ettim. İstifa bir irade beyanıdır o şahısları seçen seçmenle şahıslar ortasındaki ilişkidir” dedi.
Akşener, Özdağ’la ortasında geçen görüşme trafiğini ise şöyle anlattı:
“Sayın Özdağ benimle görüşmeye geldi fezlekesinden ötürü küme lideri olmak istediğini söyledi ben de hayır demedim. Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu söyledi ve gitti. Sonra aradım kendisini siz bana elinizdeki evrakları bilgileri getirin ben gereğini yapacağım. Zira biz bu FETÖ sıkıntısından o kadar haksızlığa uğradık ki. Benim için devlet kıymetlidir lakin millet hepsinden değerlidir. Hayatım boyunca evvel millet evvel devlet demişimdir. Sayın Aytun Çıray bir teklifle geldi. Dedi ki; “biz bu indirilen sayıyı hem MİT’e hem emniyete soralım FETÖ ile teması var mıdır diye”, biz de onayladık ve soruldu. Bu isimlerin içinde bir tane FETÖ çıkmadı.
Bir pazar günü Sayın Özdağ geldi anlattı bana doküman bilgi yok yalnızca anlattı ben de bir A4 kâğıt çıkardım tek tek yazdım. Nerden aldınız bu bilgileri MİT’ten aldım askeriyeden jandarmadan aldım dedi. Bu servis yapan alanları aradım ve kurumlardan çıkmış olduğu tez edilenleri sordum. Türkiye’de devleti çok fazla kutsayan arkadaşlarımızın devletin d’sinden haberi yok. İki kişi devletin bana hakikat bilgi vermeyeceğini tez etti, biri Sayın Özdağ biri, Doğu Perinçek, bu çok değişik. Devlet yalancı mı? Devlet veremeyeceği bilgiyi söyler. Bana İçişleri Bakanlığı’ndan aldım deseydi ben Sayın Süleyman Soylu’yu da arardım. İspat et diyorsunuz ispat edemiyorsunuz. Bu demokrasi değildir. Sayın Özdağ elindeki bilgileri çıkıp mahkemeye vermek zorundadır.”
Cumhuriyet
